Rahip Nicolas, Rize Potamya’da, Büyük Kilise’de başrahiptir. Rum Pontus İmparatorluğu’nun Osmanlı’ya katılmasıyla birlikte. Bu bölgelere Müslüman göçerler yerleştirilmeye başlamıştır.
Zaman içerisinde, Müslümanlar Potamya’ya bir cami yapmaya karar verirler. Potamya Büyük Kilisesi Başrahibi Rahip Nikolas, cami yapımında, İmam Ömer Efendi’ye, çok yardımcı olur ve iki ayrı din adamının arasında sıkı bir dostluk başlar.
Rahip Nicolas, bir gün Ömer Efendi’yi ziyarete, Potamya’ya gelmiştir. O gün meydana gelen büyük bir kargaşa ve kalkışma esnasında, Rahip Setos’daki evine dönemez ve Ömer Efendi’nin misafiri olarak uzun süre onun evinde saklanır.
Bu dönemde Ömer Efendi’nin bekâr olan Havva isimdeki büyük kızı ile bir gönül ilişkisi başlar. Bu süreç, Rahip Nikolas’ın Müslüman olmasına ve onunla evlenmesine kadar uzanır.
Uzun süre bir odanın içinde tek başına yaşayıp, adeta derviş çilesi çektiğinden, Ömer Efendi adını Derviş, Havva da Tahir olarak belirler. Artık rahip Nikolas’ın adı Derviş Tahir Efendi’dir. Esas büyük sorun, bunca zaman gizlenmiş olan Rahip Nikolas’ın, nasıl yeniden sosyal hayata katılmasıdır.
İmam Ömer Efendi’nin müthiş ve macera dolu planı ile Derviş Tahir, uzak bir köyden Potamya Camisi’ne imam olarak atanan biri gibi gösterilerek kasabaya getirilir. Tabii bu hiç kolay olmamıştır. İnanılmaz maceralar yaşanmıştır.
Bir gün, geçirdiği bir araba kazası ile onun Rahip Nikolas olarak bilindiği dönemdeki bir özelliğinden dolayı, önce arabacı Sofis’in dikkatini çeker, daha sonra da tedavi için geldiği şifahanede bunu hemen hemen herkes görür ve duyar.
Öteden beri kendisinden hoşlanmayan, yörenin göçerlerden, yerleşik halkın haraç mezat mal ve mülklerini toplayarak zenginleşen Reşit Ağa’nın bunu öğrenmesi ile işler iyice karışır.
İkili arasında ama tek taraflı bitmek bilmeyen bir kavga başlar. Ömer Efendi’nin şaibeli bir şekilde ölümü, durumu iyice ağırlaştırır.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, Molla Derviş Tahir Efendi’nin kendisi gibi uzun yıllar çabalayıp, önce Derviş sonra Molla olan oğlu Mehmet Emin’in, sırf çekememezlik yüzünden bir suikaste kurban gitmesi, yöredeki gerilimi hem köylü hem de Reşit Ağa açısından arttırmıştır. Suikast olayında kimsenin elinde hiçbir delil olmamasına rağmen, köylünün işaret ettiği isim Reşit Ağadır.
Bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Uzun yıllar, nesilden nesile süren büyük savaş, maceralı bir şekilde bin bir türlü entrika ile sürüp gitmeye gebedir.
Bir solukta okuyacağınızı umduğum, bu yaşanmış olayların içinde, vaktin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.
13 Mart 2025 Windsor/ Ontario/ Kanada
Saygı & Selam & Sevgi
YETKO
