Günümüz dünyasının getirdiği kaygı ve yorgunluk ortamında sanatı iyimserlik ve şifa kaynağı olarak sunan Seçil Bozer, kendine varmak üzere çıktığı bu yolculuğa okurlarını da davet etmiştir. Seçil Bozer’i çağdaşlarından ayıran en önemli özellik şiiri duygu aktarımının yanı sıra felsefi bir arayış olarak da görmesidir. Bu yüzden hayatı kuantum ve tasavvuf gibi derin disiplinlerle çözümlemeye çalışmış, genç nesillere unutulan kelimeleri kendi sözlüğünden okuma fırsatı sunmuştur. Bozer kitaplarında okuyucuyu duygusal ve entelektüel bir yolculuğa davet eder.
Evrensel, dönüştürücü, özgür ve kontrol edilemez bu kadının aşk karşısındaki iradesi ruhsal yolculuğunu kişisel bir hikâyeden çıkarıp evrensel ve toplumsal bir boyuta taşır. İlyas ve Asya Türk kültüründe tutku, fedakârlık, sadakat ve zor kararların sembolü haline gelmiştir. İç dünyası karmaşık ve kaderi belirleyen taraf olan kadının aşkın gelip geçici tutku mu yoksa kalıcı ve emek gerektiren bağlılık mı sorusuyla kültürel belleğe dokunarak aşkı psikolojik olarak yeniden analiz etme girişimidir. Acaba Asya’nın gönlünün İlyas’ı istemesi bir olasılık dâhilinde mi kaldı? Yoksa kuantum alanda bu istek her zaman var mıdır? “İlyas’ı İstiyor Asya’nın Gönlü”, günümüz okuyucusunun duygusal çelişkisine ve modern ilişkilerin karmaşıklığına hitap eden cesur bir eser.