Çocukluğumu ilmek ilmek dokudum, hece hece
okudum. Büyüttüm, eğittim, öğrettim gençliğin eline
verdim. Umudu büyük büyük avuçlarımda tuttum, hep
yeşil kalsın diye. Güven olmazsa olmazdı, sıkı sıkı tutundum güç aldım, hayatı en güzel yaşarım yeter ki
"GÜVEN" beni terk etmesindi.
Nerden bilebilirdim ki bir gün güvenin sırtını dönüp
gidişi olan dönüşü olmayan bir yola gideceğini, burnunun dikine dikine ardına bakmadan gideceğini?
Öylece çarnaçar ardı sıra bakakaldım öylece. Hep
çareler insanın kendisinde değil midir? Ben de öyle yaptım.
Bir gece vakti kendimi verandanın bir köşesine attım,
sedire oturdum. İlk akşamdan geceye şavkı vuran Ay
ışığında kırılan yüreğimi ikna etmek için yalvarıp ya-
karmaya başladım.
ETME:
Issız çölde Kerem'in
Aslı'sı olayım.
Ferhat'ın deldiği dağın
Şirin'i olayım.
Elindeki bağlamanın
Teli, mızrabı olayım.
Hayata küsüp de yüz
Geri etme,
Gecenin hükmünde
Yıldızın, Ay'ın olayım
Suyun yetmediği
Kerbela'da çölün olayım
Türkü türkü dile gelen
Name olayım
Kendine küsüp de yüz
Geri etme...