Ahmet Cevdet Paşa, Osmanlı Devleti’nin en önde gelen
şahsiyetlerinden biri olup, hem bir ilim adamı hem de devlet adamı
olarak büyük bir iz bırakmıştır. Bitmeyen enerjisi, geniş bilgi
birikimi, üstün ikna kabiliyeti ve sağlam karakteriyle tanınmıştır.
Hukuk, tarih, dil, edebiyat, gramer ve mantık gibi çeşitli alanlarda
derinlemesine çalışmış ve her alanda önemli eserler ortaya
koymuştur. Devlet kademelerinde en alt görevlerden başlayarak
bakanlık düzeyine kadar hizmet etmiş, görev aldığı her makamda
büyük başarı göstermiştir.
Tanzimat dönemi Osmanlısının en etkili isimlerinden biri olan
Ahmet Cevdet Paşa, Osmanlı kültürü ile Batı arasındaki dengeyi
kurmaya çalışmıştır. Ona göre, Osmanlı ve Batı medeniyetleri farklı
din ve kültürlerden doğduğu için batılılaşma hem yanlış hem de
imkansız bir girişimdi. Bunun yerine, Osmanlı kurumlarının Batı
tarzında reforme edilmesini savunmuştur.
Encümen-i Daniş’in önemli üyelerinden biri olan Cevdet Paşa, bu
kurulun kararıyla Osmanlı tarihinin en buhranlı dönemlerinden
birini kapsayan; Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan Yeniçeri
Ocağı’nın kaldırılmasına kadar olan dönemi (1774-1826) yazmakla
görevlendirilmiştir. 1854 yılında başladığı Tarih-i Cevdet adlı eseri,
1884 yılında tamamlanmış ve on iki ciltlik bir başyapıt haline
gelmiştir. Bu eseri hazırlarken yerli ve yabancı tarih kitapları,
vakanüvis kayıtları, sefaretnameler, özel tarihler, hatıratlar, arşiv
belgeleri gibi birçok kaynağı büyük bir özenle incelemiştir.
Ahmet Cevdet Paşa, bu eserinde tarih yazıcılığına yeni bir boyut
kazandırmış, olayları sadece anlatmakla yetinmeyip sebep-sonuç
ilişkilerini derinlemesine analiz etmeye çalışmıştır. Tarihin
öğrenilmesi ve okunmasının gerekliliğine inanan Paşa,
objektiflikten uzak ve kaynak seçimine özen göstermeyen
tarihçileri eleştirmiştir. Ayrıca, Avrupa tarihine ve kurumlarına da
önem vermiş, eserinde bu konuda önemli değerlendirmelerde
bulunmuştur.
Osmanlı Devleti’nin en zor dönemlerinde, inancına ve kültürüne
sadık kalan Ahmet Cevdet Paşa, keskin görüşleri ve usta kalemiyle
hem kendi dönemine hem de geleceğe ışık tutmuştur.