Bugün büyüdüğümüzü sandığımız noktada, içimizdeki çocuk ne âlemde bir bakmalıyız. Bizden bugün yansıyanlarda dünden ne izler var? Hayat neşesi, koşulsuz sevgi, o hayretle bakışlar, oyunlar, bacası tütülen ev resmi duruyor mu hâlâ içimizdeki çocukluğumuzun yansımalarında? Yoksa bir çizgi bile çizemeyecek kadar yorgun, hayata küskün, hayretimizi kaybetmiş, oyunları unutmuş muyuz büyüdükçe yiten yıllarda? Bizler büyüdükçe kaybederiz o çocukluğun hazinelerini. Ama koruyabilirsek içimizdeki çocuğu, o devam eder, çocukluğun dünyasıyla bakışa, çocuklarla çocuk olmaya… Çünkü çocukluğun dünyası bambaşkadır ve ömürlük izleri yansır bize, her çocuk gülüşünden sessizce. Bu gülüşler yarımsa, çocukluklarımız yarımsa, yarım kalanlarımız tamamlanmak ister, en çok da çocukluğumuz. Bugün çocuklarımızın tamamlanmış bir çocukluk yaşamalarına yardımcı olurken, kendimizde yarım kalanlarımızı tamamlamak için niyetlenmeliyiz. Onlar çocukluklarını yaşarken, siz de onlarla çocuk olma anlarının tadını çıkarın. Onların dünyasını tanımaya çalışın. Hem siz şifalanın hem onlar. Yarım kalmasın anılar, gülüşler, çocukluklar. Çünkü çocukluktan tüm ömre yansıyışlar var. Çocuklarımızın yarına hediye çocuklukları için, biz de dünden kalan çocukluğumuzla, bugün yeniden buluşmak için, varsa yaralarımızı iyileştirmek, yaralarımız yoksa çocukluğumuzun güzel anılarında yeniden mutlu olmak için emeklerimize değer.